ŞAFİİ el-UMM

ZEKAT

 

ZEKAT VERİRKEN NİYET ETMEK

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Sadakanın bir kısmı farz, bir kısmı da gönüllü olduğu için -Allah doğrusunu herkesten daha iyi bilirbu işi üstlenen kişinin zekat verirken onun farz olduğuna niyet etmeden taksim etmesi caiz olmaz. Eğer farz olan sadakayı (zekatı) vermeye niyet ederse, bu arada adamın dört yüz dirhemi varsa, zekat olduğuna niyet getirerek ve tümüne veya bir kısmına karşılık olarak beş dirhem verirse ya da üzerine vacip olana niyet getirirse bu ödemesi geçerli olur, çünkü zekat niyetini getirmiştir.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Adamın dört yüz dirhemi varsa, buna karşılık zekat olarak on veya daha fazla dirhem değerinde bir dinar verirse, bu caiz olmaz. Çünkü zekatını vermekle yükümlü olduğu malın cinsinden değildir. Aynı şekilde herhangi bir mal türüne zekat verecek miktarda sahip olursa ve zekatın değeri miktarınca başka bir türden verirse yine caiz olmaz. Önceki gönüllü sadaka olur.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Adam sahip olduğu maldan on dirhem ayırsa ve "Eğer kaybolan malıma zarar gelmemişse bu para onun zekatı olsun ya da nafile sadaka olsun, zarar gelmişse de nafile olsun." dese ve kaybolan malı da sağlam ise o takdirde bu ödemesi zekat olarak geçerli olmaz. Çünkü niyet ederken tam olarak zekatı kastetmemiştir. Bilakis zekat ile gönüllü sadaka arasında müşterek bir niyet getirmiştir.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Aynı durum "Şu on dirhem kaybolan malımın zekatı veya nafile sadaka olsun." demesi halinde de geçerlidir.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Eğer adam "Şu on dirhemi kaybolan malımın sadakası olarak veriyorum." dese, eğer malı da zarar görmemişse geçerli olur. Ama malı zekat vacip olmadan önce telef olmuşsa verdiği dirhemler nafile sadaka yerine geçer.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şeyle dedi: Eğer adam "Şu on dirhemi kaybolan malım zarar görmemiş se onun zekatı, eğer zarar görmüşse de nafile sadaka olarak veriyorum." dese geçerli olur. Dolayısıyla ayırdığı miktarı kayıp malın sadakası olarak verir ve bu şekilde niyet getirir, ayrıca sözlü olarak söylemese de bu böyledir. Çünkü kayıp malı için zekat vermesi gerekmiyordu, çıkardığı miktar da nafile sadaka olur.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Bir adam kayıp veya yanında hazır iki yüz dirhemin zekatı olarak beş dirhem ayırırsa ve kayıp mal da helak olursa, ya da yanında hazır bulunan malın senesi dolmadan beş dirhem zekat ayırırsa yahut senesini hesaplamada yanlışlık yaparsa, senenin tamamlandığını sanarak bu miktarı ayırırsa, Sonra senenin tamamlanmadığını öğrenirse ve zekat vacip olmadan kayıp veya yanında hazır malı helak olursa, bu durumda ayırıp verdiği beş dirhemi sahip olduğu başka iki yüz dirhemin zekatına saysa, bu yaptığı doğru olmaz. Çünkü bizzat belli bir malın zekatı olarak ödemeye niyet etmişti. Zekat olarak ayırdığı dirhemleri ehline verdikten Sonra niyetini değiştirmesi doğru olmaz.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Ama zekat olarak vermeye niyetlenip ayırdığı dirhemleri ehil olanlara henüz vermemişse, sadece ehline vermek üzere ayırmışsa ve malı da helak olmuşsa, o dirhemleri yanında tutup sahip olduğu başka dirhemlerin zekatı olarak verirse bu yaptığı geçerli olur. Çünkü ilk ayırdığında kendisinden alınmamıştı.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Eğer adam söz konusu dirhemleri gönüllü olarak sadakaları toplamakla görevli kişiye verirse v,,' sadaka görevlisi de onları dağıtırsa, bu, mal sahibinin gönüllü olarak gerçekleştirdiği bir tasarruftur. Sadaka görevlisi de bunları dağıttıktan Sonra mal sahibinin sözünden dönmesi veya sadaka görevlisinin dağıtımı gerçekleştirdikten sonra onları başka bir malın zekatı olarak hesap etmesi doğru olmaz.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Eğer sadaka memuru henüz o malı ehil olanlara dağıtmamışsa, bu sırada asıl malın üzerinden de bir sene geçmeden helak olmuşsa, memurun zekat olarak kendisine teslim edilen miktarı mal sahibine geri vermesi gerekir ve mal sahibi de onu başka bir malın zekatı olarak verebilir.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Adam beş dirhemi malından ayırsa ve zekat verme vaktinin girmesinden önce veya sonra "Bu benim malımın zekatıdır." dese ve beş dirhem zekat verilmesini gerektiren malı da varsa böyle yapması caizdir. Eğer beş dirhem zekat verilmesini gerektirecek kadar malı yoksa verdiği nafile sadaka olur. Eğer adamın altını varsa ve onda dördünü 4/10 gümüş olarak verirse veya gümüşü varsa ve zekatı olarak gümüş verirse caiz olmaz. Zekat hangi malına gerekli olmuşsa ondan başkasını zekat olarak vermesi caiz olmaz.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Adamın yirmi dinarı varsa ve buna karşılık kendi değerine eş dirhemlerden yarım dirhemi zekat olarak vermek istese, ancak altın olarak zekat vermesi caiz olur.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Aynı durum zekatının kendi cinsinden verilmesi gereken her mal sınıfı için de geçerlidir. Vacip olan zekat mutlaka kendi türünden verilmelidir. Kendi cinsinden zekat olarak verilecek miktar mevcut olduğu sürece başka türden verilmesi caiz olmaz.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Zekat verilirken mutlaka niyet getirilmesi gerekir, demiştim. Çünkü bir insan malını ya farz bir yükümlülük olarak verir ya da nafile olarak verir. Farz olarak verdiğini niyet etmeksizin vermesi doğru olmaz, ister içinden niyet getirmiş olsun ister sözlü olarak verdiğinin farz zekat olduğunu söylesin [öyle yaparsa geçerli olur.].

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Zekat verirken getirilmesi gereken niyet ile namaz kılarken getirilmesi gereken niyeti aynı görmemi engelleyen şey, zekat ile namazın bazı durumlarda birbirlerinden farklı olmasıdır. Çünkü bir kimse zekatı vaktinden önce verebilir ve bu caiz olur. Aynı şekilde vali de mal sahibinin zekatını gönlü rıza göstermese de alabilir ve yine de zekat geçerli olur. Ama bunların hiçbiri namaz için geçerli olmaz.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Bir valinin, bir adamın malından zekat niyeti olmadan alması ya da isteyerek veya istemeyerek de olsa alması caizdir. Mal taksiminde olduğu gibi. Yani bir adamın velisi veya sultan, adamın malını taksim edebilir. Kendisi -bedeni ile ilgili bir amelde bulunduğu gibi-taksim edemez.

 

İmam ŞafiI (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Ben, adamın kendisinin taksimi üstlenmesini severim. Çünkü o zaman zekatın verildiğinden emin olur.

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Adam bir sürü hayvan kazansa ve henüz üzerinden de bir sene geçmeden zekat toplama memuru gelse ve adam gönüllü olarak malının zekatını vermek istese, zekat toplama memurunun onu kabul etmesi gerekir. Adam, "Bu zekatı al, sene dolunca zekata sayarsın." derse, caiz olur.

 

İmam ŞafiI (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Eğer zekat toplama memuru sene dolunca zekata saymak üzere önceden bir malın zekatını alırsa ve aldığı zekatı ehil olanlar arasında taksim ederse, Sonra sene dolmadan sürü ölürseltelef olursa zekat memurunun aldığı zekatı geri vermesi gerekir, çünkü zekat olmayan bir malı almış durumuna düşer ve aldığını geri vermesi gerekir. Yani zekat memurundan alınan sadakanın iki payını alır.

 

İmam ŞafiI (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Eğer malın sahibi zekatını ona verse ve ona da senenin henüz dolmadığını söylemese, zekat toplama memuru da aldığı zekatı taksim etse, Sonra zekatı verenin malı telef olsa, bu durumda zekat toplama memurundan bir şey talep etmeye hakkı yoktur ve verdiği sadaka da gönüllü verilmiş sayılır.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Adam, üzerinden bir sene geçmeden gönüllü olarak sürüsünün zekatını önceden verse, sürüsü de iki koyunu zekat vermek durumunda olduğu iki yüz adet olsa, sonra sene tamamlanınca iki koyun artsa, ondan üçüncü bir koyun daha alınır. Yani iki koyunu önceden vermiş olması, üç koyun verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz, ödemesi gereken miktarı düşürmez. Çünkü yükümlülüğü ancak senenin tamamlanmasından sonrası için geçerlidir. Nitekim bu adamdan önceden iki koyun alınsaydı ve zekat olarak vermesi gereken miktar da sadece bir koyun olsaydı, o takdirde ona bir koyun iade edilirdi.

 

Sonraki için tıkla:

 

SÜRÜDEN ZEKAT ALINMAMASINI GEREKTİREN HALLER